
Depremlerle yüzleşen Türkiye’de binaların sağlamlığı tartışılırken, bu yapıların arkasındaki mühendislerin nasıl yetiştirildiği göz ardı ediliyor. Türkiye genelinde 128 üniversitede verilen inşaat mühendisliği eğitimi arasında kalite uçurumu var. Bazı fakültelerde onlarca profesör varken bazılarında tek bir profesörbileyok.Ancak mezun olduklarında hepsi aynı yetkilere sahip. İnşaat Mühendisleri Odası bu duruma karşı “yetkin mühendislik” sisteminin artık bir zorunluluk olduğunu vurguluyor.
Hiç profesör yok
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) verilerine göre KKTC dahil, 128 üniversitede inşaat mühendisliği programı var ancak hepsinde standart bir eğitim verilmiyor. Üstelik bu programlara giren öğrencilerin puanları incelendiğinde üniversiteler arasında 200’e yaklaşan puan farkları olduğu görülüyor. Örneğin en yüksek puana sahip Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’nin 2024’te taban puanı 486,4. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin ise 290,1. Arada 196,3 puanlık fark var. Girişteki puan farklarının yanı sıra akademik kadrolarda da adeta uçurum bulunuyor. Örneğin 460,2 taban puana sahip İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi’nde 44’ü profesör, 21’i doçent olmak üzere 140 akademisyen var. 294,3 puandan alan Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde ise hiç profesör yok; fakültede 2 doçent, 1 araştırma görevlisi, 4 doktor öğretim üyesi olmak üzere 7 akademisyen bulunuyor. Tüm bunlar inşaat mühendisliği eğitimlerini sorgular hale getirirken mezunlarının hepsinin imza yetkisine sahip olması da çok tartışılıyor. Oysaki Japonya, ABD, Almanya başta olmak üzere pek çok ülkede inşaat mühendisliğinden mezun olanlar, yeterli tecrübe kazanıp belli sınavlara girerek imza yetkisine sahip olabiliyorlar.
180 bin inşaat mühendisi
Konuyla ilgili görüş aldığımız İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna da hem verilen eğitimlerin yetersizliğine hem de mezunların hepsinin imza yetkisi olmasının yanlışlığına dikkat çekiyor. Türkiye’de son 20 yılda plansız bir şekilde inşaat mühendisliği bölümleri açıldığını kaydeden Suna, bu üniversitelerde laboratuvar bulunmadığını, bazı fakültelerde inşaat mühendisi olmayan bölüm başkanları olduğunu, öğrencilerin 4-5 eğitmenle üniversiteyi bitirdiğini söylüyor.
Eğitimlerin yetersizliğinin yanı sıra plansız bir şekilde artan kontenjanlara ve bu programlara çok az netlerle giren öğrencilere de değinen Suna, “Maalesef ortaöğretimden oldukça zayıf bir eğitimle gelip 4 yıllık lisans eğitimini aldıktan sonra artık meslektaşımız oluyorlar. Piyasaya çıktıkları zaman da sonsuz imza yetkisine sahipler. Bunun da sıkıntılarını çekiyoruz” diyor. Türkiye’de 180 bin civarında kayıtlı inşaat mühendisi olduğunu, 38-39 bininin İstanbul’da bulunduğunu açıklayan Suna, yetkin mühendislik uygulamasının hayata geçirilmesi gerektiğini kaydediyor. Bu konuda ilgili bakanlıkla çalışmalar sürdürdüklerini belirten Suna, şunları söylüyor:
“Şu anki uygulamalarda mezun olan arkadaşımız her türlü sorumluluğu alabilecek durumda. Bunun böyle olmaması gerekir. Gelişmiş ülkelerde bunun örnekleri var. Aslında meslek odamız 1998’de bir yönetmelik hazırladı ama kabul edilmedi. 2005’te yönetmelik çıktı, bir sene yürürlükte kaldı, sonra iptal edildi. Buradaki ana gaye meslektaşlarımızın mesleğini engellemek değil. Tecrübelerini artırmaları için belirli bir süreye ihtiyaç var. Bu süre içinde mühendisliklerini yapabilirler ama imza atıp sorumluluk almamalılar. Tüm dünyada 4 yıllık lisans eğitiminden sonra tekrar bir eğitim ve sınav var. Çünkü 4 yıllık lisans eğitimi bugünkü teknolojik gelişmelerle yeterli olmuyor.”
‘Kiralamayın’
Nusret Suna, genç meslektaşlarını diplomalarını kiralamamaları konusunda da uyardı ve ‘Okul bittikten sonra attıkları her imzaya dikkat etsinler. Bilmedikleri, görmedikleri yerlere imza atmasınlar. Atacağınız her imza siz bu dünyadan göç edesiye kadar her zaman karşınıza çıkar” dedi.
1938’deki kanun geçerli
Nusret Suna’nın verdiği bilgilere göre hâlâ 1938’deki Mühendislik ve Mimarlık Kanunu yürürlükte. 2023 depremlerinden sonra 12 Mayıs 2023’te çıkan bir yönetmelikle meslek yaşıyla ilgili bir değişime gidildi. Buna göre örneğin yeni mezun bir inşaat mühendisi zemin artı 4 katlı yapılara kadar; meslek yaşı 3 yıl olanlar zemin artı 5 ile 7 kat arası projelere imza atabiliyorlar. Bunun düşünülmeden hızlıca alınan bir karar olduğunu ifade eden Suna, şunları söylüyor: “Meslek tecrübesi, diploma yılına bağlı değildir. Kendini geliştirmesi gerekir. 10 senelik mühendissiniz diye 10 ve üstü katlı binaları yapma hakkınız olamaz.”