İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesince Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun karşısındaki salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Özdağ ile avukatları hazır bulundu.

Duruşmada, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Zafer Partisinin genel başkan yardımcıları ve bazı parti yöneticileri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hakan Şeref Olgun, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz izleyici olarak yer aldı.

Özdağ’ın salona girmesiyle partililer duruşma salonunda İstiklal Marşı’nı okudu.

Savcının ceza isteminde değişiklik

İddia makamındaki savcı değişikliği nedeniyle cumhuriyet savcısı, davanın esasına ilişkin yeniden mütalaa verdi.

Önceki celse verilen mütalaayı tekrar eden cumhuriyet savcısı, Özdağ’ın davaya konu paylaşımlarının halkın bir kesimini suça teşvik edecek nitelikte olduğunu belirtti.

Savcı, önceki mütalaada 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapsi istenen Özdağ hakkında “zincirleme” maddesinin de uygulanarak, “zincirleme şekilde halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme ve aşağılama” suçundan 1 yıl 10 ay 15 günden 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

İlginizi Çekebilir

Ümit Özdağ ise savunmasında, savcının mütalaada tek bir değişiklik yaptığını belirterek şunları söyledi:

“İmzasız, mühürsüz, kim tarafından hazırlandığı belli olmayan bir evrak kanıt olarak sunulamaz. Belgede Ümit Özdağ ile ilgili tek bir şey yok. Benim paylaşımlarımdan da bahsedilmiyor. Acaba başka bir belgeden mi bahsediliyor? Öyle bir belge yok. Ümit Özdağ tek kelimeyle geçmiyor. Ümit Özdağ’ın paylaşımlarından da bahsedilmiyor. Bunlar suç olsaydı, bir partinin genel başkanı partililerin işlemiş olduğu suçtan sorumlu olur mu? Hukuk adına çok öfkeliyim. Nasıl olur da bir hukuk insanı, bir cumhuriyet savcısı belgede yazmayan bir şeyi yazıyor diye mahkemeye getirir, bir karar ister. Benim hiçbir X’im (sosyal medya paylaşımı) halkı harekete geçirmedi. Ben 4,5 aydır bunlardan dolayı yatıyorum. 4,5 sene ceza alsam bu kadar yatardım.”

Savcılığın, lehindeki delilleri iddianameye koymadığını öne süren Özdağ, “Ülkemin güvenliği için endişeleniyorum. Yargının gerçekten bağımsız olduğu bir ülkede yaşasaydık, ben 4,5 aydır bir hücrede yaşıyor olmazdım.” ifadesini kullandı.

Avukatlarının beyanın ardından son sözü sorulan Özdağ, hakimden tek bir dileği olduğunu, kendisine yapılan haksızlığa karşı bir karar tesis etmesini istediğini söyledi.

Mahkeme, kararın açıklanması için duruşmaya ara verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile BAE lideri telefonda görüştü

Karar

Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Özdağ’ı, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme, cezayı, sanığın üzerine atılı suçu basın ve yayın yoluyla işlediği sabit olduğundan 2 yıl 3 aya, sanığın zincirleme suç niteliğindeki eylem sayısını dikkate alarak da 2 yıl 9 ay 22 güne çıkardı.

Sanık hakkında takdir edilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkilerini göz önünde bulunduran mahkeme, 1/6 oranında indirime giderek, cezayı 2 yıl 4 ay 3 gün olarak belirledi.

Mahkeme, sanık hakkında verilen cezanın süresi göz önüne alınarak cezanın ertelenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve seçenek yaptırımlara çevrilmesine ayrı ayrı yer olmadığına karar verdi.

Verilen cezanın miktarı ve tutuklulukta geçirilen süreyi dikkate alan mahkeme, sanığın tahliyesine hükmetti.

Özdağ’dan tahliye sonrası açıklama

Marmara Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan Ümit Özdağ, tahliyesinin ardından cezaevinin yakınında bekleyen Zafer Partililer tarafından karşılandı.

Özdağ, burada yaptığı açıklamada, 149 gündür “Zafer Otağı”nı kuran ve her gün nöbet tutan Zafer Partililere teşekkür ederek, “Bu sadece bir zafer nöbeti değil aynı zamanda demokrasi ve hukuk devleti nöbetiydi. Evet bugün tahliye oldum ancak tahliye olurken 2 sene 4 ay hapis cezasına çarptırılarak tahliye edildim.” dedi.

Kayseri’de Suriyelilere yönelik tepki konusunda halkı kışkırtmakla suçlandığını ifade eden Özdağ, bu konuda herhangi bir delil olmadığını savundu.

Özdağ, Kayseri Emniyet Müdürlüğünden geldiği belirtilen belgede ismi geçmemesine rağmen hakkında ceza tesis edildiğini söyleyerek, “Ama bunun İstinafı, Yargıtayı var, göreceksiniz bundan beraat edeceğiz.” diye konuştu.

Ümit Özdağ, açıklamasının ardından “Zafer Otağı”nı ziyaret etti.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü “ihbar eden” olarak yer alıyordu.

İddianamede, sanık Özdağ’ın kullandığı sosyal medya hesabından farklı tarihlerde 34 kez Suriyeliler ve diğer sığınmacı gruplara ilişkin dezenformasyon içerikli paylaşımlar yaptığı, bu paylaşımların yetkili makamlarca yalanlandığı belirtiliyordu.

Özdağ’ın sosyal medya paylaşımlarındaki söz ve beyanlarının kışkırtıcı tutum ve davranışlar sergilemeye yönelik ifadeler içerdiği kaydedilen iddianamede, bu paylaşımların halkın bir kesiminin diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa, ayrımcılığı gerektirecek nefrete yönlendirici nitelikte olduğu ifade ediliyordu.

Nimitz ile başladı devamı gelecek! ABD, donanmasını Orta Doğu’ya yönlendiriyor

İddianamede, Kayseri Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünce 21 Ocak’ta hazırlanan rapora değinilerek, olaylara katılan kişilerin Zafer Partili ve müzahir şahıslar tarafından sosyal medyada yapılan paylaşımlardan etkilenmiş olduklarının değerlendirildiği belirtiliyordu.

Özdağ’ın paylaşımlarının Kayseri’de meydana gelen olayların oluşumunda etkili olduğu vurgulanan iddianamede, söz konusu suçun somut tehlike unsurunun da gerçekleştiği, şüphelinin 18 Ağustos-24 Aralık 2024 tarihlerinde de ayrımcılığı gerektirecek, nefrete yönlendirici nitelikteki paylaşımlarına devam ettiği, üzerine atılı suçu işlediği hususunda yeterli suç şüphesinin bulunduğu anlatılıyordu.

İddianamede, Özdağ’ın, basın ve yayın yoluyla zincirleme şekilde “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan 1 yıl 10 ay 15 günden 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapisle cezalandırılması talep edilirken, hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde yer alan “belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” hükmünün uygulanması da isteniyordu.

Sağlık raporu ücretleri belli oldu! Aile hekimlerinde yeni dönem
İsrail-İran savaşında 5. gün: Tel Aviv’den Tahran’a yeni hava saldırısı, füzeler ateşleniyor!